Fazla bilinmeyen turizm hazinelerinden Adana - Has Seyahat Dergisi / HAS Turizm

Akdeniz bölgesinin pek fazla bilinmeyen turizm hazinelerinden Adana, Toroslar’da yaylalari, kiyilarinda mavi denizi ve tarihi ören yerleri ile bir çekim merkezi



Geleneksel bir Anadolu kenti olarak bilinen, pamugu ve kebabi ile ünlü Adana, aslinda bir çok bilinmeyen hazineye sahip. Akdeniz’in palmiyesinden Toroslar’in çamlarina, mavi ile yesilin bulustugu essiz bir doga harikasi Adana...

Türkiye’nin dördüncü büyük kenti Adana, Akdeniz’e uzanan Toroslar’in son düzlügüdür. Seyhan ve Ceyhan nehirleriyle Mezopotamya gibi bir kültür olusturan Adana, tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipligi yapmis. Günesin, doga sporlarinin, ören yerlerinin ve tarihin tadini çikarmak istiyorsaniz, Adana size göre bir gezi yeri...

Adana deyince ilk önce aklimiza Çukurova gelir. Yasar Kemal romanlarinda, pamuk tarlalari olarak çikar karsimiza. Emegin ve pamugun bir ovasi. Genis bir alana yayilmis bir kent olarak karsimiza çikiyor. Sehir Seyhan ile Ceyhan nehirlerinin arasinda palmiyeler ve makilerle donatilmis. Gülek Geçidi’ne kadar Toroslarin çamlari yol boyu eslik eder size. Akdeniz’e indiginizde nemli ve sicak havasiyla Adana karsiniza çikar. Birlesmeden ve uzaklasmadan paralel giden iki nehrin hikayesi, size tarih boyunca önemli uygarliklarin birlikteligini anlatir ayni zamanda. Seyhan nehri ne kadar durgun ve yavassa, Ceyhan bir o kadar coskun akiyor. Seyhan’i tas köprüler, Ceyhan’i ise demir köprüler kelepçelemis.

Seyhan, Adana’nin merkez ilçelerinden biridir. Seyhan ilçesi bir çok müze ve tarihi yapinin bulundugu bir bölgedir.


Tarihi Tas Köprü öncelikle görülmesi gereken yapilardan. Romalilar döneminden kalan ve bugün hala trafigin üzerinden aktigi tas köprü 4.yüzyilda yapilmis. 21 gözlü olan köprünün bugün 7 gözü toprak altinda bulunuyor.Köprünün mimari olan Auxentos, bu köprünün aynisini bir de Roma’da yapmis. Yani Roma ve Adana tasköprüleriyle birbirine bagli. Adana’daki tas köprüden geçerken kendinizi Roma’da da hissedebilirsiniz. Seyhan nehri boyunca uzanan yesil alanlar ve parklar görülüyor.



Büyüksehir Belediyesi tarafindan düzenlenen ve renklendirilen bu alanlar sizi yesilin tonlariyla bulusturuyor. Nehir boyunca parklar, agaçlar, çiçekler ve Çukurova Üniversitesi’nin yukarisinda Seyhan Baraj Gölü. Ortadogu’nun en büyük camii olma özelligi tasiyan Adana Merkez Sabanci Camii, Seyhan nehrinin kiyisinda beyaz bir kale gibi yükseliyor. 65 bin metrekarelik alana insa edilen bu cami, mimari olarak Sultanahmet ve Süleymaniye Camiilerine benzemektedir. Cami, büyüklügü kadar süslemeleri ile de göz kamastiriyor. 18 bin 500 kisinin ayni anda ibadet etmesine olanak saglayan caminin minaresine çiktigimizda tüm ovayi görebiliyoruz. Özel izinle çikilan bu minareden bakinca,Seyhan'i tüm çiplakligiyla görebilirsiniz.

TEPEBAG EVLERI, ESKI ADANA

Seyhan nehrine bakan tarihi evlere Tepebag Evleri deniyor. Tepebag adli höyügün çevresinde yapilmis olan bu evler, geleneksel Akdeniz mimarisi özelliklerini tasiyor. Çogu yikilma tehlikesi ile karsi karsiya olmasina karsin, bazi binalarin koruma altina alindigina ve restorasyon çalismalarinin yapildigina tanik oluyoruz. Bu evlerin saçaklari genis, cepheleri çikmali ve cumbali, pencereleri ise dikdörtgen ve panjurlu. Kapilar ise genellikle islemeli kemerlidir. Ara sokaklarda gezerken karsiniza, terk edilmis evlerin yani sira, çatilari yikilmis evlerin hüzünleri çöküyor. Buraya yakin olarak ünlü St. Paul Italyan Katolik Kilisesi bulunuyor. Çatisinda bulunan 2.5 metre büyüklügündeki Meryem Ana heykeli nedeniyle Bebekli Kilise de deniyor.

Adanalilar'in tarih sevgisi:
ATATÜRK KÜLTÜR MÜZESI

Adanalilar Kurtulus Savasi ve isgal yillarini unutmuyor. Atatürk Bilim ve Kültür Müzesi bugün ziyaretçilere o dönemin ruhunu yansitiyor. Bir odada Kurtulus Savasi’na katilan Kuva-i Milliyecileri fotograflariyla görürken, diger odada Atatürk’ün çalisma masasi ve evraklari göze ilisiyor. Atatürk, esi Latife Hanim’la birlikte 15 Mart 1923'te Tepebag'daki bu evde misafir olmustu. 19. yy.'da yapilmis olan kagir yapi, 1981'de müze olarak halkin ziyaretine açildi.

BÜYÜK SAAT KULESI

Sehrin merkezinde Ali Münif Caddesi üzerinde bulunan Büyüksaat Kulesi de aracinizla yoldan geçerken dikkatinizi çekecektir. 1882 yilinda yapilmis olan saat kulesi, kesme taslardan yapilmis. Saat kulesinin iki yaninda eski yapilardan olusan dükkanlar bulunuyor. Kimisi hali-kilim atölyesinde ürettiklerini satiyor, kimisi de metal-kumas ürünü sergiliyor.

Hititlerle Romalilar'in bulustugu yer:
ARKEOLOJI MÜZESI

Seyhan Caddesi üzerinde Adana Arkeoloji Müzesi iki katli tas bir yapi. Adana ve Akdeniz ve Güneydogu Anadolu bölgelerinde; Çukurova, Kahramanmaras, Gaziantep, Mersin Yumuktepe, Tarsus Gözlükule ve Misis’deki kazilarda bulunmus birçok arkeolojik eser burada sergileniyor. Bazi eserler, özellikle mezar taslari ve yontular müze bahçesinde sergileniyor. Müze girisinde Hitit dönemi kapi arslani, lahitler, heykeller, yazitlar ve sunaklar bulunuyor. Heykelcikler, sikkeler, mühürler, çanak-çömlek gibi eserler ise Kronolojik Eserler Salonu, Bölgesel Eserler Salonu, Sikke Mühür ve Mücevher Salonlarinda gezilebilir. Giris katinda sizi Hitit Tanrisi Tarhunda aslanlarin, çektigi arabasiyla karsilarken, ikinci katta sizi bronz bir heykel selamlar. Bu heykel, milattan önce 2. yüzyila ait bir Romali senatöre ait ve 1984 yilinda Karatas yakinlarinda su altinda bulunmus. Giris kat tas eserlere ayrilmis. Burada Troya savasini betimleyen Akhiluus Lahiti bunuyor.

Antik dönem eserlerinin yani sira Türk-Islam medeniyetinin eserlerini görmek için Adana Etnografya Müzesi’ni gezebilirsiniz. Bu bina aslinda eski bir kilise. Kuruköprü mevkiindeki 1845 yilinda yapilmis ve terk edilmis kilise binasi 1924 yilindan sonra müzeye dönüstürülmüs. 1972 yilinda eserlerin yeni müze binasina tasinmasinin ardindan kilise restore edilmis. 1983 yilinda ise Etnografya Müzesi'ne dönüstürülmüstür. Müze bahçesinde eski mezar taslari, sütunlar yer alirken, müze içinde ana koridor antika kilimler ve halilar için ayrilmis. Yan koridorlarda ise gümüs-teneke isçiliklerinin ürünleri bulunuyor.

Ceyhan yolu üzerinde Misis ören yeri ve mozaik müzesi de mutlaka gezilmesi gereken yerlerden biri. Tarihi ipek yolu üzerindeki yer her zaman önemli bir kavsak olmus. Adana’dan 26 kilometre uzak olan Misis Moaik Müzesi’nde çesitli hayvan tasvirlerin yer aldigi mozaiklerin yani sira bölgeden getirilmis diger mozaiklerde dikkat çekiyor. Müzede bulunan 4. yüzyila ait bir zemin mozaigi Bazilika’ya ait. 1956 yilinda Misis Höyügü’nde yapilan kazi çalismalariyla ortaya çikarilan yer mozaik Nuh Peygamrin tufan gemisini ve içindeki hayvanlari tasvir ediyor.


Sogan tarlasinda bir çocuk:
ADI AZAT

Adana'daki tarihi yapilar bütün ovaya yayilmis durumda. Her bölgede ayri bir döneme ait eserler görebilirsiniz. Ceyhan'in tarihi eserlerle dolu oldugunu bilerek bir yandan ürünleri topluyor, bir yandan da Urfa türküleri söylüyorlar. Mevsimlik isçi olara çalismaya çikiyorlar yola ve il il geziyorlar. Ceyhan'da soganlari topladiktan sonra sirada Reyhanli ve Ankara polatli var.Bir çocuk gülüyor, eli iki yaninda sogan çuvallarinda.

Adi Azat... Rastlanti midir diye düsünüyor insan, bir çocugun kaderi adiyla birlikte mi dogar. Yasar Kemal romanlarindan çikmis gibi. Karsimizda duran bu insanlara "kolay gelsin" deyip yolumuza devam ediyoruz.


Sahmaran'in Evi:
YILAN KALE

Yilanlikale, Adana’daki tarihi yapilar bütün ovaya yayilmis durumda. Her bölgede ayri bir dönem ve eser görebilirsiniz. Ceyhan’in tarihi eserlerle dolu oldugunu bilerek çikiyoruz yola. Yolun iki yaninda fabrikaya dönüstürülmemis alanlarin hala pamuk, sogan ve patates ve ayçicegi tarlasi olarak ekildigini görüyoruz. Mayis-haziran aylarinda daha pamuk olmamistir, ayçicekleri yüzlerini hep günese döner ve bu zamanda toplanir tarladan soganla patetes. Sogan toplamak için memleketleri Urfa’dan Ceyhan’a gelen bir aileyi görüyoruz. 20 aile, 100 kadar yetiskin ile bir o kadar çocuk sogan tarlasinda bir yandan ürünleri topluyor, bir yandan da Urfa türküleri söylüyorlar. Mevsimlik isçi olarak çalismaya çikiyor ve il il geziyorlar. Ceyhan’da soganlari topladiktan sonra sirada Reyhanli ve Ankara Polatli var. Bir çocuk gülüyor eli iki yaninda sogan çuvallarinda. Adi Azat... Raslanti midir diye düsünüyor insan, bir çocugun kaderi adiyla birlikte mi dogar. Yasar Kemal romanlarindan çikmis gibi karsimizda duran bu insanlara ‘kolay gelsin’ deyip yolumuza devam ediyoruz.

Adana merkezden Ceyhan’a giderken 35. kilometrede, yolun sag tarafinda kartal yuvasi gibi bir kale görürsünüz. Evliya Çelebi, Sahmaran efsenesinden yola çikarak bu kaleye Sahmaran demistir. Iki aracin zorlukla gidebilecegi bir yoldan kivrila kivrila Yilanlikale’nin bulundugu tepeye çikiliyor. Ancak bir noktadan sonra aracinizdan inerek kayalara tirmanmaniz gerekiyor. Ceyhan ovasindaki diger tepelerde bulunan Anavarza, Tumlu ve Kozan kaleleri rahatlikla görebilen Yilankale’nin 8 burcu bulunuyor. Haçli Seferleri için Haçli ordularinin 11-12. yüzyilda yaptigi kale 1325’te terk edilmis. Yilanlarin krali anlamina gelen Sahmaran efsanesinin kaynagi olan kale surlarinin saglamligi ile gezilmeye deger bir nokta.

17. YÜZYILDAN BIR KERVANSARAY:
KURTKULAGI

Ceyhan’a ünlü demirköprüden geçerek giriyoruz. Geleneksel bir Anadolu kasabasi görünümündeki kentte sakin ve huzurlu bir hava hakim. 1693’de Hüseyin Avni Pasa tarafindan yaptirilan Kurtkulagi Kervansarayi’na gitmek için Ceyhan’dan 12 km daha güneydoguya, Yumartalik yoluna ilerlemeniz ve daha sonra Kurtkulagi beldesine yönelmeniz gerekiyor. Dis cephesi büyük ölçüde korunmus olan kervansarayin içinde o döneme iliskin hiçbirsey bulunmuyor. Büyük kesme taslarla örülmüs olan kervansaray kalin ayaklar ve kemerlerle tamamlanmis. 23.60 metreye 45.75 metre alanindaki Kurtkulagi Kervansarayi genis ve güzel bir bahçe içinde bulunuyor.

KILISELER, TOROSLAR VE ALABALIKLAR...

Akören’e gitmek için 1 saatinizi harcamalisiniz. Ceyhan yolundan Aladag Ilçesi’ne yöneldiginizde sizi sürekli birbirine baglanan köy yollari izleyecektir. Bir köyden digerine, Seyhan nehrini takip ederek Akören’e ulasirsiniz. Akören’e gelmeden bir önceki köyde, Egner Köyü’nde biraz dinlenip alabalik yiyebilirsiniz. Toroslardan gelen kaynak suyuyla yapay selaleler olusturulmus, güzel bir piknik ve dinlenme alani yaratilmis. Havuzlardan canli canli getirilen alabaliklari taze taze odun kömüründe kizartma zevkini tadabilir, meyve agaçlarindan uzanarak yiyebilirsiniz. Egner Köyü’nde dinlendikten sonra Akören ören bölgesine çikabilirsiniz.
Köyün merkezinden saga döndügünüzde yol sizi kilise kalintilarinin buldugu tepenin eteklerine götürecektir. Tepenin üstünde iki büyük kilisenin oldugu görülür. Ancak, yakin görülen tepeye çikmak hiç de kolay degil, öncelikle spor ayakkabi giymenizi öneririz. Kayalar çikisinizi zorlastirmak için sanki devrilmis gibi. Ayrica yabani bitkilerin bacaklariniza zarar vermesini istemiyorsaniz, kisa pantolan ve sort giymeyin. 15 dakikalik bir tirmanis sonunda ilk kiliseye geldigimizde kabartmalari ve duvarlari hala duran kilisenin bölgeye hakimiyeti etkiliyor bizi. Bize yardimci olan Akören Köyü’nden 14 yasindaki Ugur, kilise taslarinin köyde ev yapiminda kullanildigini söylüyor. Kiliselerin birbirine yakin olusu buranin bir dönem önemli bir dini merkez oldugunu gösteriyor. Iki kilisenin yani sira tepenin diger yaninda bir de gömüt bulunuyor.

Akören’den ayrilip Yumurtalik’a giderken Ceyhan-Imamoglu yolu üzerinde karsiniza Tumlu Kalesi çikar. Ceyhan’a 17 km uzakliktaki kalenin burçlarinda Türk bayragi dalgalaniyor hala. 12. yüzyilda yapilmis olan kale tüm bölgeye hakim bir konumda bulunuyor. Diger kalelerde oldugu gibi burada da sizi zorlu bir tirmanis bekliyor. Adana’nin Karatas’la birlikte diger sahil bölgesi Yumurtalik’tir. Genis ve temiz sahil bölgesi ile Yumurtalik, önemli bir deniz turizm merkezi. Antik Klikya'nin en önemli liman kentinde Ayas Kalesi, Atlas Kalesi, Süleymaniye Kulesi, Marko Polo iskelesi ve deniz magaralari, görülecek yerlerin basinda geliyor. Yumurtalik sahilinin kuzeybatinda bulunan küçük ada ve halkin Kiz Kulesi dedigi yapi, sahilde güzel bir manzara olusturuyor. Yumurtalik’ta Akdeniz karsidaki Iskenderun’dan yükselen daglarla essiz bir maviye dönüsüyor.



KUS CENNETI AKYATAN GÖLÜ

Karatas bir sahil ve göller bölgesi aslinda. Adana’nin sahil ilçesi Karatas ayni zamanda Antik Kilikya döneminden kalma Atehama tapinaklari ile ünlüdür. Akdeniz’in hemen kiyisinda günes ve denizin tadi çikarilabilecegi gibi Magarsus Kalesi, Anfi Tiyatro ve Athane Tapinaklari gezilebilir. Adana’da bir de kus cenneti var; Akyatan Gölü. Burada birçok kus türünün yani sira, Akyatan gölü Lagün noktasinda Caretta Caretta ve Green Turtle kaplumbaga türleri de yasiyor. 1987 yilinda Yaban Hayati Koruma ve Üretme Sahasi olarak koruma altina alinan Akyatan, Adana’nin uluslararasi standartlara sahip sulak alanini olusturuyor. Özellikle Tuzla ve Karatas dalgayninda çipuru ve levrek üretilmektedir. Adana’ya gelince görüyor ki, Adana sadece Çukurova degildir, cografi ve tarihsel özellikleriyle mini bir Türkiye görünümünde. Toroslar’da kayabilir, sahilde yüzebilirsiniz.

ADANA’DA KEBAP YENIR!

Adana’ya gelip sakin çorba ve sulu yemekler aramaya çalismayin. Adana’nin geleneksel yemegi olarak Adana kebabi sizi her yerde bulur. Adanalilar sokaklarda seyyar ocaklarda bile kebap yiyor. Kebap yemek için nereye gidecegim diye düsünmenize gerek yok. Her yer kebapçi. Biz de Ziyapasa Bulvari’nda bulunan Yüzevler Kebap Salonu’na gidiyoruz. Kebap çesitlerinin yani sira diger yemek türleriyle ünlenen Yüzevler, Istanbul Göztepe ve Etiler’de de bir sube açmis. Salgamindan, kebabin ekmegine, yesil salatasina, sogan kizartmalarina kadar ayri bir lezzet kaynagi.

Bir baska kebabini denedigimiz yer ise, Kebapçi Seyhmus. Buranin özellikle ayrini çok güzel. Kasikla içilen köpüklü ayran kebabin yanindaki salatalara da tat katiyor.

Adana sofrasinin baharatli et ve sebzeli yemeklerinin yani sira, içli köfte, çig köfte, kisir, börek çorbasi, bartefit, nar eksisi, humus, kikirdak mantisi ve daha birçok yemek tadilabilir.

Adana’da sadece tarihi yerler ve deniz yok. Ayni zamanda Toroslar’a dogru ören ve gezi-dinlenme alanlariyla doga turizmine de yelken açabilirsiniz. Hangi yaylaya çiksaniz içinize Toroslar’in berrak kokusu dolduracaktir.


Has Seyahat Dergisi / HAS Turizm

Hiç yorum yok: